4 Ekim 2018 Perşembe


sabahın 5'i gözümü açtım biranda hava o kadar güzel ki aydınlanıyor, kuşlar yeni uyanıyor ,sessiz ,ferah, ılık ve soğuk birleşimi bir esinti tanrım bu saatleri seviyorum. kalkıp yatağımdan bir sigara yaktım. dışarıyı izlerken garip geldi her şey insanlar,hayvanlar vs. şuan ben sigara içerken dünyada neler oluyor düşündünüz mü? şuan bir kadın hastane kapısında kanser olduğunu öğrendi ela gözleri doldu ve beyaz teninde göz yaşı süzüldü ve ya evinde bağıran o adam sevgilisinden ayrıldı yada işinden oldu. daha büyük düşünelim küçük bir kız para için bedenini satıyor olabilir. daha da büyük düşünecek olursak bir köpek şuanda katledildi, bir asker şehit düştü. bunlar dünyanın her bir yerinde gerçekleşiyor sen bu yazıyı okurken tam bu satırda bırak ve haberlere bak neler olduğunu göreceksin dünya çok mu acımazsız?.

29 Mayıs 2018 Salı



Odanız da güzel bir yere bakan bir pencereniz var mı?
Öyle sahil, deniz, manzara falan değil öğleden sonra odanıza yansıyan renk renk güneş ışıkları olacak. Benim penceremden gündüz bakınca pek bir şey göremezsiniz öğleden sonra güneş batarken ise mavi, pembe, turuncu gibi renkler vardır buda bir şey değil gece moraliniz bozuksa yada mutluysanız o camdan baktığınız da her şey farklı gözükür deneyin. Penceremden gözüken ay ışığı hayallerimi süslüyor gitmediğim yerlere gider, görmediğim şeyleri görürüm oradan bakınca. Sokak lambaları sanki denizin üstüne mum koymuşsun gibi gözükür bunu incelerken dalıyorum bir anda düşüncelerimin içine bin bir türlü şeyler geliyor aklıma müzikler bile geliyor bazen bakarken en sevdiğim şarkı olan the rolling Stones- paint it black şarkısını mırıldanırım güzel olan da beni kimse görmüyor ve duymuyor aklıma birden sevgi geliyor sahi birini seviyor musunuz? En son ne zaman sevgiyle birine sarıldınız? Sarıldıysanız kime? Hiç olmadı mı? En kısa zaman da deneyin bunu olur mu? Eminim seveceksiniz içinizde sevgi büyüyecek ve hissedeceksiniz.. Camdan çekilme vakti güzel bir akşam yemeği yiyebiliriz şimdi.. 

4 Ocak 2018 Perşembe

Aileni seçemezsin öyle değil mi? Ama arkadaşını seçebilirsin seni doğru yola götürecekte o olur kötü yola sürükliyecek de peki ya senin arkadaşın hangisi? Sana zarar veriyor ama ondan başka arkadaşın olmadığı için onu bırakamıyorsun korkuyorsun yalnız kalmaktan neden korkuyorsun ki o kim? Yeni bir başlangıç yap ve hayatında sana zarar verecek hatta veren herkesi sil yalnız mı kaldın evet kal ayakta durmayı öğreneceksin hayatta yanında hep birileri olamayacak sen onlara bağlı değilsin çok kişi gelip geçecek hayatından ama sen hep korkak olursan hep incilen taraf olacaksın bırak onlar incilsin onlar kıymetini bilsin sen çabalama..

6 Ağustos 2017 Pazar

bazen evime yakın olan küçük parka gidiyorum geceleri. Geçen yine ordaydım ve hayatımın nereye gittiğini düşünmeye başladım.
yıldızlara bakarken dalmışım, hayatım büyük vagonlu tren gibi, trenin vagonlarında ayakta duruyorum ve gökyüzünü izliyorum vagonun üstünden ne güzel gözüküyor yıldızlar fakat öyle bir dalıyorum ki trenin bir tünele girecek olduğunu göremiyorum ve her seferinde kafamı tünelin girişine çarpıyorum. O sarsıntı ile vagonun üzerine yığılıyorum. Kalkmak için tutunacak birşey arıyor gözlerim fakat tren o kadar hızlı ki tutunamıyorum. En sonunda ayağa kalkmayı başarıyorum kendi kendime "bu sefer daha dikkatli olcağım" diyorum. Ama nafile. bu böyle giderken arkamdan gelen müzik sesiyle tüm hayalim duruyor o küçük müzik sesi ve açan küçük bir çocuk hayalimi yarıda kesiyor. Arkamı dönüp ona bakıyorum. Küçücük elleriyle kavradığı telefonu ve mutlulukla dinlediği müziği başa sardığını görüyorum her seferinde. O sırada anlıyorum küçük şeyler bazen hayatımızda büyük şeyler yaratabiliyor..

10 Haziran 2017 Cumartesi


Dinlerde geçen bazı temel şeyler var; Tanrı vardır, tanrı iyidir, tanrı sonsuz güçlüdür, kötülük vardır. Bunların 4'ü birden doğru olamaz, sadece 3'ü doğru olabilir. Şimdi düşünürsek, eğer tanrı varsa ve iyiyse fakat kötülük de varsa, demek ki tanrı sonsuz güçlü değildir, eğer tanrı varsa ve sonsuz güçlüyse fakat kötülük de varsa demek ki tanrı iyi değildir, eğer tanrı varsa, sonsuz güçlüyse ve iyiyse o zaman kötülük varolmamalıdır. Kutsal kitaplara göre her şeyi tanrı yaratmıştır. Bugün bahsettiğimiz "şeytan" zamanında tanrının en gözde meleğiydi. Ve bilindiği gibi meleklerin kendi iradeleri yoktu. O melek nasıl birden "kötü" olabildi? Hadi onu geçelim "kötülük" neydi ve nasıl varoldu. İradesi bile olmayan melek yeni bir şey yaratmış olamaz, tanrı sonsuz güçlüyse kötülüğün varolmasına neden engel olmadı. Tekrar kutsal kitaplarda anlatılıyor ki; Tanrı insanı yarattığında ve meleklerine secde etmelerini söylediğinde "bir tanesi" buna karşı çıktı -kendi iradesi olmayan bir melek kendi iradesiyle karşı çıktı- tanrı ile aralarında münakaşa oldu ve melek şeytan oldu -diğerleri hiç şaşırmadı mı şeytan ne ola ki diye- tanrıya insanoğlunu baştan çıkartacağını ve kötülüğü yayacağını söyledi ve bir çeşit "kapışmaya" girdiler. İyi ama her şeyi bilen ve sonsuz gücü olan tanrı şeytanın bu savaşı kazanıp kazanamayacağını bilmiyor mu? Daha doğrusu meleğin secde etmeyeceğini bimiyor muydu? Peki sonsuz gücü olan tanrı ona karşı çıkan meleği hemen oracıkta neden yok etmedi? Başa dönelim tanrı iyiyse ve kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi "annemiz/babamız" ise şeytanın aramızda dolaşıp bizi kötülüğe çekmesine neden izin veriyor. Benim tanıdığım ve çok sevdiğim biri olsa onun başına kötülük geleceğini bilsem ona yardım etmek yerine aman banane seçme şansı var deyip geçemem. Konuyu tekrar şuraya getireceğim tanrı her şeyi biliyor; O zaman benim cennete veya cehenneme gideceğimi de biliyor, neden böyle bir sınav yapıyor? Bana diyor ki kaderini yazdım fakat değiştirmek senin elinde, senin iradene bağlı. Yani bir seçim hakkı veriyor. Bu şöyle bir şey iki yol var ve birinden gidersen trafik kazası geçireceksin birinden gidersen hiçbir şey olmayacak. Okey tamam ama o koskoca tanrı, hangisini seçeceğimi de biliyor olmalı. Kutsal kitaplarda çok fazla tutarsızlık var, bir aptal bile bunları fark edebilir.
Her sınıfta mutlaka sessiz sakin oturan ders dışında hiçbir şeye katılmayan biri vardır. Kendilerini göstermeye çalışmazlar veya dış görünüşlerine aldırış etmezler. Okuldan kaçıp içmeye gitmezler, lise hayatları boyunca sadece bir kızı severler o da platoniktir, ortamlara girme çabaları yoktur, öyle bir sürü arkadaşları da yoktur ama bir tane vardır her zaman yanındadır, kızlarla konuşurken utanırlar, belkide 2 sene aynı sınıfta okumuşsunuzdur ama isimlerini bile bilmiyorsunuzdur. Hiçbir kız böyle bir erkeği sevmez. Kızlar genelde kaşı dudağı delik, her gün başka kızı yatağa atan, whatsappı harem olmuş, okul formasını giymemeye yemin etmiş, gördüğü her aynaya bakmadan geçemeyen, bütün hayatı ortamından ibaret olan ve kızlardan sadece seks isteyen yaptıklarıyla da gayet övünüp egoistliğin dibine vuran erkekleri severler. Belkide siz lisede 4 sene eğleniyorsunuz ama aynı sınıfı paylaştığınız o sessiz çocuklar bütün hayatları boyunca istedikleri kadar eğlenecekler. İyi bir işleri olacak, geleceğin doktorları mühendisleri olacaklar. Tabi ileride lisede sevdiğiniz o çocuklar size yeterli gelmeyecek, sizde bu çocukların peşine düşeceksiniz. Aman iyi işi olsun aman evi olsun aman arabası olsun diye. Uzun lafın kısası orospuluğun lüzumu yok hemcinslerim. Yapmayın, siz şimdiden bazı şeylerin farkında olun.
"Masamdaki örtü kirlendi artık. Ve çıkmayacak bir lekeyle uğraşıyorum. Leke öyle bir yerdeki benden başka kimse görmüyor. Her baktığımda o neon ışıklarıyla kaplı kapranlık yerde. Anlattım. Masa örtümün halini anlattım. Halimi anlayabilecek birine anlattım. Dediki bana anlattığım kişi:'Bununla yaşamayı öğreneceksin, değiştiremezsin bunu!' Haklıydı. O leke öyle inatçı ki kendi bildiğini okuyor. Beni ben olmaktan alıyor ki o dönemlerde kesip atasım geliyor o güzelim yerden. Masa örtüm her şey, masamı gerçek bir masa yapan. Kimseye anlatamadıklarımı, dertlerimi, yaptığım hataları ve tüm iyi şeyleri onun üzerinde kendime anlatıyorum, ellerimi üzerinde gezdirdiğimde kimseye ihtiyacım olmadığını biliyorum.Ama! Masa örtüm kirlendi. Bu kir başkasına göre ufacık bir şey, önemsenmeye değmez. Bi’ de bana sorun o kiri. Hayatım boyunca çekmek zorundayım, masamın her başına oturduğumda orda. Kocaman bir kir. Bazen bana bulaşan bir kir.Çaresi yok bunun. Deterjan işlevsiz, kosla yalan."
Tavsiye köşemizde bugün; Kilo almanızın çok fazla fast food ile ilgisi olabilir fakat vermek için fast food'u tamamen bırakmanız değil spora başlayıp biraz azaltmanız gerekir. Sadece diyet yaparak kilo vermek hem vücudunuzun dengesini bozar hemde tartıya göre her ne kadar 5 kilo vermiş olsanız da aynada bir fark göremezsiniz. Bunun sebebi vücudunuzun sıkı olmamasıdır. Örnek vereyim 50 kilosunuzdur karşınızda sizden daha zayıf duran fit birini görürsünüz kilosunu sorduğunuzda 58 der. Çünkü o herhangi bir spor dalıyla yada fitness'la ilgilenen aktif bir insandır, kasları sıkı olduğu için yağların sarkmasını etrafa yayılmasını önlemiştir, gelişmiş kasları göbeğinin direk çıkmasını engelliyordur hatta bir süre sonra yağları bile sertleşmiş şekillenmiştir. Kendinizi aç bırakmayın, spor yapın 💯

8 Haziran 2017 Perşembe

Bir 'dikkat çekme' sorunsalı olaraktan; LGBT'ye saygı duyuyoruz. Biseksüel, homoseksüel veya transeksüel olmak sizin seçiminiz değildir. Bu yazı daha çok 14-18 yaş arasındaki hormonları henüz düzene girmemiş teenager tayfa için yazılmıştır, LGBT üyelerine bir nefret yada hakaret içermez. Son zamanlarda çok fazla 'biseksüelim' diyen kız görüyorum. Yaşınız daha çok küçük olduğu için bu kanıya varmadan önce kendinize şunları sormanızı istiyorum; Bir kıza gerçekten aşık oldum mu? Bir kıza ömrümü adar mıydım? Görüştüğünüz bir kız varsa eğer; gerçekten sadece onla olmak ister miydim? Çünkü kızlara karşı da ilgi duyduğunuzu söylüyorsunuz fakat bu ilgi kız arkadaşlarınızı dudağından öpmekten öteye gitmiyor. Kendi cinsine karşı sadece cinsel çekim hissetmekte homoseksüelliğe giriyor fakat aradaki farkı anlamanızı istiyorum, "ben kızlara karşı sadece cinsel çekim hissediyorum" farklı bir kavramdır, "bir kıza aşık olabilirim" ise çok farklı bir kavramdır. Hissettiğiniz şeylerden emin olmanızı istiyorum. Çünkü eşcinsellik sizi farklı yada havalı biri yapmayacak, olmadığınız halde kendinizi öyle tanıtmak zorunda değilsiniz. Zorunda olmamayı geçtim buna hakkınız yok; eşcinsel olduğu için Diyarbakır'da 2 amcası ve babası tarafından öldürülen Roşin'in adı bile hiçbir yerde anılmıyorken buna gerçekten hakkınız yok. Türkiye'de eşcinsel evlilik yasal olmadığı için aşık olduğu insanla evlenemeyenler varken, ciddi bir ilişki yaşayıp 'ya bizim çocuk işleri nasıl olacak' diye derin derin düşünen insanlar varken bu kadar rahat olmamalısınız. LGBT'yi savunun, hemde sonuna kadar savunun. İnsanların kim olduklarına karışılmasına izin vermeyin, engelleri kaldırmak için destek olun. Ama olmadığınız biri gibi davranmayın. Eşcinsellik havalı değil, normal bir şeydir.
"Hiç yalnız başınıza dışarı çıkıp bir yere oturup insanların yüzlerine öylece baktınız mı? Büyük gözler, küçük gözler, iri çene, minik burun, kalın kaşlar, uzun saçlar, kısa saçlar, esmer ten, farklı kirpikler, yemyeşil gözler. Binbir çeşit insan. Hepsinin çok ayrı dertleri var. Elinde sigarasıyla telefonunu kurcalayan o adam belki sevgilisiyle kavga ediyor, bağırarak konuşan tansiyonu yüksek o kadın işinden kovuldu, pek bir şey yapmadan oturan o kadın da annesini kaybetti. Daha büyük düşünmek de gerek tabi. Dünyanın bir yerlerinde siz otururken küçük bir çocuk tecavüze uğruyor, hiçbir zararı olmayan çaresiz bir hayvana şiddet uygulanıyor, genç bir kız para için vücudunu satıyor. Birileri tam şuan umudunu yitirdi, birinin hayali yıkıldı, siz bu yazıyı okurken bazı insanlar intiharın eşiğinde. Biraz önce kadın kanser olduğunu öğrendi. Yüzündeki çiller her zamankinden fazla belirgindi ve rengi atmıştı. Turuncuya kaymış hafif sarı saçları zamanla dökülecekti. O güzel masmavi gözleri ıslandı, küçücük bedeni vardı ama o kocamandı. Dünya sonsuz büyüklükte, evrenin yanında ise dünya sadece bir nokta kadar. Yaşadığınız en kötü şeyi gözünüzde canlandırın. Hiç geçmeyecek sanmıştınız değil mi? Neden olmuştu ki öyle bir şey? Fakat dünyayı hiç etkilemedi. Ve başınıza ne gelirse gelsin etkilemeyecek. Bizler çok önemliyiz, her birimiz. Bir o kadar da küçük ve değersiziz. Bir gün öldüğümüzde bu dünyada bıraktığımız hiçbir iz olmayacak, hiç varolmamışız gibi. Fazla kafaya takmayın, gülümseyin."
Dinlerin hiçbirine inanmıyorum düşünsem belki daha güzel bir cevap yazabilirim fakat şuan sadece aklıma gelenleri söyleyeceğim; diğer kutsal kitapları da tanrı gönderdi ve bu kitapları geliştirmesini anlıyorum fakat bir öncekine inananlar neden 'kafir' ve 'cehenneme gidecek' teknik olarak tanrı kusursuzdur ve o kitaplarda da bir hata olması mümkün değildir, yani o kitaplara inananlar yanlış bir şey yapıyor olamazlar. Bir zamanlar o kitaba -kullanım kılavuzuna, yaşam rehberine, yasalara artık ne denirse- inanmalarını isterken sonra birden onu hiçe sayıyor. Dinler arasında akıl almaz farklar var, yani incilde diyor ki şeytan düşmüş bir melektir, kuranda ise cin. Tanrı karar mı veremiyor? Mikroskopla bile göremeyeceğimiz kadar küçük hücreler yaratan, bütün canlıları bir sisteme bağlı olarak yaratan -hepsinin doğaya bir faydası var, yani hepsinin görevi var-, doğup öldüğümüz sürede başımıza neler geleceğini bilen tanrı böyle olmamalı. Üstelik kutsal kitaplar çok fazla çelişki ve hatayla dolu, bir tanrının yapmayacağı hatalarla. Bütün insanlar eşittir fakat ben bir insana hizmet edeceğim, o farklı ve özel olacak öyle mi? Neye göre peygamber seçildi? Çok iyi dürüst ve mantıklı olması mı onu peygamber yaptı? İyi ama peygamberler down sendromlu da olabilirdi, psikolojik hastalıkları olabilirdi, sakat olabilirlerdi. Yani demek istediğim öyle doğabilirlerdi, ama bu tanrının elinde değil mi? Tanrı onu tam bir asker gibi yarattı. Peki neden diğerlerini öyle yaratmadı? Onun farkı neydi? Ee hani tüm insanlar eşitti? Bildiğim kadarıyla yani kuranda yazana göre bir peygamber ölümden mucizevi bir şekilde kurtulmuş, bir tanesine de bıçak işlememiş. Daha türlü türlü şeyler. Hepimiz tanrının çocuğuysak tanrı çocukları arasında ayrım yapıyor olmalı. Çünkü günümüzde insanlar tecavüze uğradıktan sonra yakılarak öldürülüyor. Eğer dinlerdeki tanrı gerçekse tanrı o zaman samsung veya apple bile olamayacak kadar aptal olmalı. Samsung bir telefon çıkartıyor, onu almaları için iyi bir reklam yapıyor, ürün iyi satış yapıyor ve seneye yeni bir telefon çıkartıyor. Örnek vereyim S6 kullananlar S7 kullananlara savaş açmıyor, benim telefonum daha iyi, senin telefonun saçmalıklarla dolu gibi sözler geçmiyor aralarında. Veya samsung S7'yi çıkarttıktan sonra bütün S6 kullananların cehennemde yanacağını söylemiyor, aksine onu övmeye bile devam ediyorlar. Çünkü o telefon onlara ait. Eğer ürettikleri eski telefonda yanlışlıklar olduğunu söylerlerse, yeni çıkan telefona insanlar nasıl güvenecek? Bir tanrının olduğuna inanıyorum, ama dinlerdeki tanrı değil. Müslüman değilim çünkü 5 vakit namaz kılarak, ayetel kürsi suresini 500 defa okuyarak, bin besmele çekerek, kapanarak, 1 ay aç kalarak cennete gitme fikri bana ultra saçma geliyor. Cennete iyi insanlar gider derler, bunların beni iyi bir insan değil her emre itaat eden bir köle yaptığını düşünüyorum. Ayrıca islamfobim var; bir cami imamının torununa çocuğun babası ve amcası ile birlikte tecavüz ettiğini öğrendiğimden beri.

sabahın 5'i g ö z ü m ü a ç tım biranda hava o kadar g ü zel ki aydınlanıyor, kuşlar yeni uyanıyor ,sessiz ,ferah, ılık ve soğuk bi...