10 Mayıs 2017 Çarşamba

Diyelim ki seni sevmeyen, önemsemeyen birini seviyorsun. Sen onun her zerresine aşıksın, kirpiklerine kadar hayransın. Onu o kadar çok seviyorsun ki, onun için bütün fedakârlıklar yapabilirsin. O bütün bunları biliyor ve hala seni önemsemiyor. Mesela senin değer verdiğin hiç bir şeye değer vermiyor. Senin onun için göze aldığın hiçbir şeyi göze almıyor. Ama sen herşeye rağmen onu çok seviyorsun ve vazgeçemiyorsun. Onun için mücadele ediyor ve bu mücadeleyi sonuna kadar vermek istiyorsun. Çünkü sen onu istiyorsun, her şey onunla birlikte olsun istiyorsun. Ona bi ulaşsan her şey güzel olacak. Güzel olacak sanıyorsun değil mi? Acı bir gerçektir ki insanlar değişmez. Birçok insan "5 aydır seviyorum biliyor ama karşılık vermiyor" tarzı şeyler söylüyor. 5 ay 5 yıl 5 hafta hiç fark etmez. Sizin onu ne kadar sevdiğinizi görüpte karşılık vermeyen bi insan size karşı ne hissedebilir? Mucize mi olacak? Diyelim ki çıkmaya başladınız; Her zaman baskın taraf o olacak. İnsanlar egoisttir, bu bir suçlama yada hakaret değil gerçek. Her zaman onun elinde olduğunuzun istediği her şeyi yapabilecek olduğunuzun farkında olacak. "O da benden hoşlanıyor olabilir, sürekli bakışıyoruz" kendini kandırma. Senin onu sevdiğini yada seviyor olabileceğini biliyor ve hala sana gelmiyor mu? Seven insan bunu yapmaz. Vakit harcamayın, bırakın, unutun. Üzücü fakat o iş yaş. Kalbinizi kırdıktan sonra toparlamasını da bilirim; Belki bir gün karşınıza öyle biri çıkar ki eskiye dönüp bakıp "onunla iyiki olmamış" dersiniz.

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Birçok insanın derdi arkadaşsız olmak veya arkadaşsız kalmak. Yalnız kalmamak için sizi hor gören insanlara tahammül ettiğiniz oluyor. Yalnız kalmak düşündüğünüz kadar kötü bir şey mi peki? Denginiz olmayan çıkarcı insanlarla sırf yalnız kalmamak için konuşmak daha mı iyi? Sorunlarınızı bile paylaşamadığınız yanındayken doğal davranamadığınız, bir şey söylemeden önce acaba söylesem mi diye düşündüğünüz, hareketlerinizi kısıtlayan insanlar sizin arkadaşınız mı? Yapmanızı istediğim şey tek başınıza bir cafeye gidip sevdiğiniz bir şeyi yemeniz/içmeniz. Kendinize bir hobi alanı bulmanız; dans kursu, çizim kursu, gitar dersleri, şan eğitimi, tiyatro dersleri, belki fotoğrafçılık. Bir diziye yada bilgisayar oyununa başlamanızı istiyorum. Zor olacak fakat sizi üzen insanları -sevdiğiniz insanlar bile olsa- hayatınızdan çıkartın. Gerekirse numaranızı değiştirin. Kendinize yeni bir başlangıç yapın. Yalnız kalın. Farkında olmadan tek başınıza gittiğiniz etkinliklerde yeni insanlar edineceksiniz. Yeni insanlarla tanışmanın en güzel yanı nedir biliyor musunuz? Onlara kendinizi istediğiniz gibi tanıtabilirsiniz. Bütün bunları yaptığınızda ve keyif almaya başladığınızda kontrolünüzü kaybetmediğiniz sürece moralinizi kimse bozamayacak. Çünkü ne yapacaklar? Sizi bırakmakla mı korkutacaklar? Yalnızlık korkunuzu çoktan yendiniz, keşke daha önce şanslarını deneselerdi

Öncelikle kavramanız gereken iki konu var "ben kimim?" - "onlar kim?" daha önce giymediğiniz tarzda bi kazak giyiyorsunuz, üstünüzde beğeniyorsunuz fakat dışarı çıkınca herkes size bakıyor ve herkes sizle dalga geçiyor gibi geliyor. Sanki herkes arkanızdan konuşuyor, en yakınlarınız bile sizden sıkılıyor. Yaptığınız en küçük bi hareket yani size göre rezil ve hatalı bi hareket insanların aklından hiç silinmiyor. Sizi hep öyle hatırlayacaklar. Pardon düzeltme yapayım; Sanki sizi hatırlayacaklar? Siz kimsiniz? Okulda düştünüz diye 20 yıl sonra alışveriş merkezinde karşılaştığınızda "aaa sen şu okulda düşüp burnunu kıran gerizekalısın aman tanrım hala aklıma gelir gülerim" mi diyecekler? Sizin aklınızdan yıllarca çıkmayan şeyleri insanlar sadece bi 5 dakika umursar, çünkü sizden başka konuşacak şeyleri mi yok full o olayı konuşsunlar? İkinci konuya gelelim "onlar kim?" neden bi restoranda sipariş verirken tanımadığınız bi insana rezil olmaktan korkuyorsunuz? Yada neden sorunun cevabını bildiğiniz halde tahtaya çıkmaktan, parmak kaldırmaktan çekiniyorsunuz? Topluluk önünde olmaktan neden utanıyorsunuz? Onlar kim? Sizden daha mı değerliler, daha mı üstünler? Ayağın takıldı düştün, giymek istedin giydin, saçını değiştirmek istedin değiştirdin, bir şeyi söylemek istedin söyledin, o an o hareketi yapmak istedin yaptın. Bitti. Bazen olan bitenden, yaptıklarınızdan sizde memnun olmazsınız fakat bunları sürekli düşünmek sizi çıldırtır. Geçmişe asla geri dönemezsiniz, elinizden gelen bir şey yok. Bu yüzden kafanıza takmayın. Zaten kimse hatırlamayacak. Yaptığınız hatalar için keşke yapmasaydım demek yerine bir daha yapmayacağım deyin. Kusursuzluğa giden ilk adım hatalarından ders çıkarmaktır, çünkü onu yapmasaydın yapmaman gerektiğini öğrenemeyecektin ve bir gün yine yapacaktın. Kaçış yok, ders çıkarmaya bak.



sabahın 5'i g ö z ü m ü a ç tım biranda hava o kadar g ü zel ki aydınlanıyor, kuşlar yeni uyanıyor ,sessiz ,ferah, ılık ve soğuk bi...